Otobüsten indikten sonra gözüm gönlüm daha bir acildi!
Kottbusser Tor'da U8'den inip mahalleye cikmaya calisirken günün kesmekesinin ufak bir demosu karsiladi beni. [Demo derken baskanim?]
Tam merdivenleri ciktim ki, buraya kadarlara bir bakarak gene o ayni aptal nakarat!
Bütün bunlari geride birakip arkadaslarla bulustum ve hep beraber ecke'lerin ecke'sine vasil olduk.
Önce bir tur atip mahalleyi kolacan etmeye karar verdik. Önceki yillarin aksine telefonlar gayet iyi cekse de dumanla haberlesmede israr edenler vardi.
Fazla ilerlemeden "Bir 1 mayista Berlin'de acaba ne yapsak eksantrik sayiliriz?" konulu bir calisma karsiladi bizi.
Gör, dinle, kokla, hisset; hayalimde o zebra bisiklet.
Bir medya elestirisi, belki de degil; bilemedim.
Yagmur yagiyor, seller akiyor; Alman kizi tweet atiyor.
Kolluk kuvveti bollugu bu pankartin ne kadar hakli oldugunu göstermeye yetiyordu.
Bir günes batiyor, bir günes Kreuzberg'de.
Luzia'nin önü, bu 1 mayisin da en fazla ragbet gören sahnesiydi.
Ben ise calgida secicilik yaparak vaktimin cogunu ImPort & ExPort Sahnesi'nin önünde gecirdim.
Bu arada Berlinlilerin önce 30 nisanda Südblock'ta, sonra da 1 mayista ImPort & ExPort Sahnesi'nde dinleyebildigi Hakan Vreskala mayis ayinin Gayhane'sinde de boy gösterecekmis, söylemis olayim. [Gayhane ve boy göstermek ayni cümlede nasil durdu, bilemedim.]
"Bu muydu bütün 1 mayis, böyle 1 mayis mi olur?" demeyin. "1 mayis panayir olmus." dedim dedim bana inanmadiniz, bak ne oldu simdi?
Sadece yillardir bize nasihat edildigi sekilde olaylara karismadan eve gidecektim.
Ama...
nothing good happens after 2 a.m.
Onu da baska zaman anlatirim, belki!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder