I don't know what I did this summer



"Türkiye'ye hoşgeldiniz"

Bu yazıyı gördüğümde çocukken bize anlatılan hikayeler gibi eğilip toprağı falan öpmedim.
Ama 3 hafta önce kesin dönüş yapmış biri olarak biraz öncesi ve sonrası satır başları vermek istedim.

Dönmeden önce:

- Biriktirdiğiniz, sağdan soldan çıkan tüm bozuk paraları Bundesbank'a götürüp bütünletebilirsiniz. Ben 3 kilo 300 gram ağırlığındaki sadece centlerden oluşan birikimimi 20 oyroya dönüştürttüm. Berlin için Leibnizstrasse 10'a gitmeniz gerek. Kasse okunu izleyin ve numara alın. Sonra o her zamanki bürokrasi işte; numaranızı gösteren ve yeşil ışık yanan odaya girme, görevli ile bir camın arkasından konuşma, temassız bir biçimde belge-para alışverişini raylı çekmece ile yapma ve 1 dakikada bitiyor. 3kilo ya, nasıl saydın onca parayı vay anasını dedim (içimden)

- Bütün üyeliklerinizi ya da hesabınızdan otomatik olarak para çekimine izin verdiğiniz ne varsa en az 1 ay öncesinden iptal dilekçelerini yazın ve de yollamaya başlayın. Ani kararla dönüş bu ülkeye göre değil onlar hep hollywood işi.

- Havaalanında ağlayan hatta hönküren insanı garipsediklerinden tüm işlerim daha da bir kolayından halloldu. Check-in, fazla bagaj, güvenlik kontrolü, pasaport kontrolü.

Kişisel not: Dostlar çok güzel güle güle dediler bana, son geceye dek yemeler, içmeler, muhabbetler biriktikçe birikti, at bir düğüm daha boğaza!

Döndükten sonra;
- Çok çocuk var. Her yer çocuk. Her yer ağlayan çocuk.

- Boy ortalaması hemencecik düşüveriyor.

- Evde yapılan yemek özlenirmiş. Böyle çeşit bol, hizmet sınırsız . Güldürdü.

- Evet komşu teyzeler hala başgöz etmek, başınızı bağlamak ya da başınıza çorap örme odaklılar. Ayakları baş yaparlar anlamazsınız valla.

- Akrabalar, "Şimdi kesin mi döndün, yapabilecek misin? Nereye başvurcaksın, bizim bir Salim abi vardı x şirketinde bi bakalım" gibi cümleleri "Hoşgeldin cnm"ın arkasına soluksuz sıralıyorlar. #direnkesindönüşçü

-Liseden birileri yine sizinle aynı şehirdeler.

-Radyo çeşitliliğini hatırladım, en azından çeşitlilik güzel.

-Televizyonu açınca, ülke bir isveç-norveç-danimarka belki belçika azıcık hollanda;
Her kanalda bir bilgi yarışması, katılanlar master, doktora falan ya da cağnım ülkemin köylüsü bilem 250 milyarlık soruyu gördü, en birinci kültür, eğitim bizdeymiş vay arkadaş hissiyatı pek güzel işleniyor.

- Flash Tv ramazana uygun halaylarla devam ediyor yayına. İlkeli yayıncılık.

-Arkadaş sofralarında gezi muhabbeti olmazsa olmazlardan.

- Dışarıda yemek yemek pek pahalı geldi bana. Taksim, beşiktaş gibi yerlerde 20'den aşağı yemek yok.

-Semester ticket sen ne güzel bir şeysin, çok özledim seni.

-Kahve, ucuz kahve arıyorum seni pek bir çok.

-Ağlayan bebeğe, sevimli bebeğe agucuk, gugucuk, çirkin şey seni deyip sevmek serbestti, hatırladım.

Berlin lafı geçince, içimin cız ettiği doğrudur. Kesin bilgi.

Peki ben şimdi ne mi yapıyorum? İnanın henüz bilmiyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder