Öpüşen sakallı adamlar ve mahalle baskısı

Epeydir farklı farklı konularda kafamı meşgul eden genel bir durum mevcut. Berlin'de Türk olarak yaşamanın getirdiği birtakım "sorumluluk"lar, kendi kimliğinin fazlaca farkında oluş. Kimse bire bir söz söylemese de (ki söylendiği de olabiliyor), "Türk" olmanın kişiyi zaman zaman bağladığı noktalar.

Soyut bir kavram olduğundan, ancak örneklerle ilerleyebilirim zannediyorum.

Aklıma gelen en yakın örneklerden biri, iki hafta önce yalancıktan doğumgünü kutlaması yapacakken (Berlin'de erken kutladık, malum, herkes yaz tatiline gidiyor, kimse kalıcı değil) ve rakı içmeye karar vermişken, yolda Türkçe olarak "rakı"dan bahseden iki kadın arkadaşa "Ne diyorsunuz ramazan ramazan" diye söylenen bir adamın varlığı. Arkadaş ortamında "ehehe mahalle baskısı" diye gülerek artiküle ediliyorsa da, olayın ciddiyeti epey yüksek. Zaten biz de insanlık olarak böylesi saçmalıklarla nasıl başa çıkacağımızı bilemediğimizden gülme yoluna gidiyoruz, çünkü düşünerek içinden çıkılacak gibi değil.

Bu olayın görünürde bende ettiği bir yer yoksa da, iki gün önce çalışanının Türk olduğunu bildiğim Tabak-shop'ta (tekel bayii oluyor) akşam için şarap seçerken Türkçe konuşamadım. Adam Almanca konuşunca ben de öyle devam ettim ki, biricik din kardeşimin gözünde batının ahlakıyla kirlenmiş bir Türk kızı değil, ramazandan bihaber bir gavur olarak kalayım. Ahlakıma halel gelmesin! Elbette üzerinde düşünülerek alınmış bir karar değildi, o saniyede birden öyle oluverdi, ama içselleştirdiğim mahalle baskısına ben bile şaşırdım.

Daha neşeli bir baskı örneğini de Berlin'de henüz yeni sayılırken, birkaç kez gittiğim bir gay bara yeniden girmeye çalışırken yaşamıştım. Roses adlı, Oranienstrasse üzerinde bulunan, peluş duvarlı, rengarenk ışıklı biricik gay barımızın kapısındaki bodyguard, kapının önünde durup girsek mi girmesek mi diye TÜRKÇE konuşan biz üç kızı görünce, "Kızlar, içeride ne var siz biliyor musunuz?" diye dile geldi. Şaşkınlığımızı atınca "Biliyoruz??" cevabı verebildik, ama adam yılmadı. "İçeride sakallı adamlar öbüşüyor!!" dedi bize olanca ciddiyetiyle. Sahneyi düşünüce çok matrak: tabelasında güller olan, içeriden renkli ışıklar ve müzik sızan, dünyanın en gey barının önünde iri yarı, esmer bir Türk abi, bize içeride birbirini öpen sakallı adamlardan bahsediyor. "E abi sen de burada çalışıyorsun?" deyince de, "N'apalım, ekmek parası" ile söze girdi. Merak edenlere de söyleyeyim, içeride öbüşen kıllı, sakallı adamlar yoktu. Arada gidip kolaçan ediyorum, hala öyle adamlar göremedim, öpüşenlerin geneli kılsız ve köse.

Bu gibi olaylar bir değil, iki değil. Türk taksicinin benimle ciddi düşünerek cep telefonunu zorla elime tutuşturması, bir başka Türk taksicinin müşterisi olan Türk kız ve Yunan çocuğu fark edince kıza çocuk hakkında nasılsa anlamıyor diye saçma sapan laflar etmesi, bir başka kız arkadaşa Eurogıda kasiyeri kız tarafından "E sen hala evlenmedin mi? Kaç yaşındasın ki sen?" denmesi hallerindeki gibi; "Türk" ve "kadın" olunması, karşı tarafın sizin hayatınıza karışma hakkını kendinde görmesi için yeterli olabiliyor. Bunun getirisi de Frenkçede "self-conscious" diye tabir ettiğimiz, sürekli olarak kimliğinin bilincinde olmayı gerektiren bir ruh hali. Çünkü Türk olduğunuz anlaşılınca, otomatik olarak karşınızdaki diğer Türk bireyin sorumluluğu haline geliveriyorsunuz. Sizi kıllı adamlardan, gey barlardan, evde kalmaktan ve bilumum ahlaksızlıktan korumaları icap ediyor.

Varlığım, Türk varlığına armağan olmayaydı eyiydi.

5 yorum:

  1. yıllar evvel bir sabah saatin beşinde falan (SO36 dönüşü, sabah çorbası) hasır'daki garson amca arkadaşımla benim yarı sarhoş türkçe konuştuğumuzu duyunca "güzel kızlar, ne işiniz var buralarda, dönün memlekete, çoluğa çocuğa karışın, bu yol yol değil" minvalinde bir aydınlanma yaşatmaya çalışmıştı.

    paylaşmak istedim.

    YanıtlaSil
  2. berghainden cikinca taksiye binecek olursaniz da sakin ola türkce konusmayin taksici amcalarla :D

    YanıtlaSil
  3. tabak shop tekel bayii oluyorsa, spati ne oluyor?
    b.

    YanıtlaSil
  4. Pehey, kadın olunca iyice iç bulandırıcı oluyor herhalde.

    YanıtlaSil