seng-i kabir


"ethno-marketing" kavrami ciktigindan beri "tamam, 'entegrasyon' meselesi de cözülecek!" dedim. bunun sadece "tüketim"i yok ki bu isin; genc nüfusu var, kalifiye eleman sorunu var... 


vicdanin sustugu yerde insanin deger görebilmesi icin buna "degmesi" gerekiyor. piyasada belli bir "deger"e ulastiktan sonra korkma, ben "verim".


zeitgeist'in dili bu; piyasa, kar, verim...

isin icine cikar girince her sorundan bir cikar yol bulunuyor. 

dualarimizi kara vesile olabilmek icin etmek kaliyor bize de. 

kar payini artirmayi sagliyorsan pacayi kil payi da olsa kurtariyorsun. 

sus payi. 

savaslarin ancak barisin daha karli olmasi durumunda bittigi bir dünyada yasiyoruz ne de olsa. 

bu laflari ettirene gelirsek...


mezar tasi simdilik bos ama en kötü ihtimal eldeki siparise kullanilir:

"ölürsem görmeden millete ümid ettiğim feyzi; yazilsin seng-i kabrime vatan mahsûn ben mahzûn"
namik kemal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder