Su mübarek günde

Bugün Almanya´ya ilk geldigim günlerde yaptigim gibi, Plochinger Straße'den cikip Index Fabrikasi'ni sag tarafima alarak daha bir kac yil önce kursunlanan Yunan Kahvesinin duvarlarinda acilmis kursun deliklerine bakip Ulmer Straße´deki Oberesslingen Bahnhof´unun sidik kokan  alt gecitidinden gecip Neckar'in ikiye böldügü Esslingen'in iki parcasini birlestiren yesil renkli tahta basamaklari olan köprü ile önünde tüm asaletiyle yillardir bekleyen iki gemi olan tersanevari binanin arasinda duvarlari tuglali eski bir ic avlusu olan Fatih Camii'ne gittim. Ruhani olarak olmasa da lojistik acidan cok faydasini gördügüm bu cami, öffnungszeiten olaylarina henüz alisamadigim o günlerde alt katinda bulundurdugu kücük bakkali sayesinde cok defalar yardimimiza yetismistir.

Weihnachten dolayisi ile ekmek bulamadigimiz icin ilk adresimiz yine bu camiydi. Daha avluya ayak basar basmaz Türkiye'deki bakkallara özgü o kokuyu düsünürken, üstünde bozuk paralar ve somun ekmekler olan masanin yaninda  sandalyede oturan haci amcayi gördüm. Tam iceri adimi mi atacagim sirada ayaga kalkti haci amca."Kapattilar." dedi bakkali, "Yabanci düsmani bir polis geldi ve kapattilar. Bugünlük sadece somun ekmek satiyoruz bir de simit."

Iki tane ekmek aldim bir de simit. Elimdeki bozuk parayi haci amcanin plastik kutusuna attim. Eve giderken ortadox kilisesinden cikan insanlari gördüm. Icimden gecirmeden edemedim "Su mübarek günde caminin bakkali kapatilir mi?" diye!


Konu dinden acilmisken. Birkac ay önce Mannheim'da cektigim bir fotografi paylasmak istedim. Islam Almanya'nin bir parcasi midir, degil midir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder