18'inde cikilan bir yolculuk hala bitmeyen
o zamanlar sadece rotkäppchen iciyoruz
geyik hep ayni
oglum ddr den kalma tek markaymis lan…
az bucuk var devrimcilik
simdikinden az olsa da…
sarhoslugumuz sampanyadan mütevellit,
ki o yillar bogazimizdan bir tek efes gecmis
ankara´da rotkäppchen mi vardi ki iceydik..
öttinger iciyoruz
vizyonumuz efes…
bol muhabbetli bir andan
koparilmis, yarisi yirtilmis,
piclestirilmis bir efes etiketi
tüm sihiri ile ucuz bir gurbetlik
verirken alman birasina…
kelime bilgimiz pek yok…
grammatik hic…
hele sarhosken hic cekilmiyor
der
die
das
bizim oglan cok zeki teyzesi…
ama calismiyor
hep ayni hikaye…
gerci ben anliyorum
ama konusamiyorum
asil derdim ise anlasilamamak
muschel ile muschiyi bile ayiramiyoruz birbirinden
kafa ayik iken bi de…
isiklar daha sönmemisken…
daha alamanci olmamisken.
ankaradan gelen adam
sarisini almanya´da tanir
ha bir de agaclari
ne la öyle o yesil yesil…
agac haci ne olsun?
hic mi görmedin…
görmedik abi yoktu ankara'da!
ankaraliligin tek avantaji var
hasretlik cok siklemiyor…
istanbullularin hali berbat
adamlar özlüyor.
istanbul istanbul olali falan filan.
o nasil göz
o nasil sac, altin rengi.
ulan bunlari kimler götürüyor
cevaplanmasi gereken ilk soru.
herkesi kendimiz gibi biliyoruz
ama devlet hep devlet
büyük büyük yaziyor
vize uzatma formunda
ikametgah amaciniz?
kücük kücük yaziyoruz
WIR LERNEN DEUTSCH.
sacini kestirebilmen icin
siyasi bir ideoliji sart
biz milli görüscülerde kestiriyoruz
mhplilerin camisinde,
irokese biraz garip kaciyor.
hele baraji da zar zor asmislar ki,
merkez sagin hali harap.
bir abi vardi.
derdi ki, polis kimlik sorarsa
"ich lese hier" deyin
polis anlamiyor.
gerci siz diye hitap ediyor
ama öyle bir davraniyor ki
sanki bagdat'tan yaya gelmisiz
"biz okuyoruz burada"
diyoruz ya!
"wir lesen hier"!
studieren kelimesi daha uzak,
onu grundstufe II de ögretiyorlar.
acilarimizi kurumsallastirmisiz
suda kirece care bulan almanlarin
hasretlige bir ilaci yok.
"anne nasilsin?" diyoruz,
deutsche telekom bar bar bagiriyor:
"iki yuro daha at,
keserim telefonu."
cok sonra ögreniyoruz
eritreli telefoncudan aramayi.
eritreli abiye diyorum
"cok özledim bizimkileri"
yapistiyor lafi:
"buyur 7 numarali
kabin bos…"
rahat vermisizdir bir
araba parasi...
cebimize doldururken
hasretlikleri.
fener 6 tane cakmis diyorlar
cimbom'a kadiköy'de.
hadi canim sen de!
haberimiz yok.
cumartesi yeniyoruz,
fanatik avrupa pazartesiye
anca geliyor.
bir trt int cekiyor.
almanya aci vatan
almanlar icindeyim
ruhr port'daki
madenciler icin söylerken
selda bagcan,
düsünmüyor degiliz
"biz de böyle olucaz mi lan?"
riski sevmemizden degil
parasizliktan,
frankfurt stuttgart arasini
trenin tuvalatinde gidisimiz.
gerci mercedes iyi para veriyor
90 tam 180 yarim gün
calismacalar.
halaydan tiksinmemiz de o yillardan,
orient night evin yikilsin emi senin.
edward said ne kadar da hakliymissin sen!
hast du mich damals wirklich sevdin mi?
zor soru...
kolay kolay gecistirilimiyor.
bi bu kiz milletini anlamiyoruz,
bi de bu ausländerbehörde'yi.
yine 3 ay vize vermisler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder