okula daha erken yaşta gitsek mi, gitmesek mi?

bu aralar epey geyiği dönüyor konunun. tabii ki daha çok türkiye'de. sessizlik beynimi yiyebilir diye açtığım radyoda, mevzunun aslında sadece türkiye bağlamında değil, berlin için de çok ciddi bir mevzu olarak tartışıldığını öğrenmiş oldum.

daha tazecik yayınlanan 18 haberlerinde, rbb, berlin'deki ilkokul öğrencilerinin matematik ve almanca derslerinde kötüleştiğini söylüyordu. uzmanlara göre bu konu öncelikle, çocukların okula eskisine oranla altı ay daha önce alınmasıyla ilintiliymiş. berlin, almanya çapında çocukları okula en erken alan eyaletmiş.

seneye ve sonraki senelerde, neler göreceğiz bakalım problemin türkiye ve berlin ayaklarında. merakla bekliyorum.

ha, sorunun cevabı mı?

bence okul olmasın!

2 yorum:

  1. Konuyla ilgili Ray Bradbury'nin Fahrenheit 451'inden bir alıntı:

    Here or there, that's bound to occur. Clarisse McClellan? We've a record on her family. We've watched them carefully. Heredity and environment are funny things. You can't rid yourselves of all the odd ducks in just a few years. The home environment can undo a lot you try to do at school. That's why we've lowered the kindergarten age year after year until now we're almost snatching them from the cradle.

    Bilen bilir, kitapta baskıcı, beyin yıkamaya odaklı hükümetlere bir elestiri vardir. Hani bizde de okul yaşını küçültmeleri kesinlikle bununla alakalı demek istemiyorum ama nedense düşündürtmüyor da değil.

    YanıtlaSil
  2. cocuklari erken bir araya getirmek konusunda pek bir sikintim yok; ama cocuklarin aklina erkenden erkenden orada olmamasi gereken seyleri sokmak? iste orada sikintilarim cok.

    zaten cok uzun yillar bunlari düsünmekle ugrasiyoruz, ne kadar gec baslasak, sanki o kadar iyi...
    erken baslanacak olan sey, birlikte zaman gecirebilmeyi ögrenmek. ders olmadan.

    YanıtlaSil