beş yıldızlı, her şey dahil

almanya'da yıllarca çalışmış neredeyse her almanyalı türkiye kökenlinin en az bir en çok beş on kez olmak üzere beş yıldızlı otellerde her şey dahil tatil yapmışlığı vardır. öyle sanıyorum ben en azından. öyle olmasa, herhalde etrafımda bu kadar çok giden eden olmaz idi. 

tabi, bu her şey dahil beş yıldızlı otel hadisesinin kökeni, misafir gelip ev sahibi olduğumuz memlekette mevcut. ilk evvel, "kebap çok güzel, siz türkler fes takıp deveye biniyor" kafası yaşayan almanların ben diyeyim alanya, sen de işte izmir falan gezmeye başlamaları, kültür turizmini bir kenarıya bırakıp "yüzmeye geldik be yaa...acık yanıp gidicez. güneş depolayacağız, buna ihtiyacımız var" ı ile başlıyor. ondan sonrası da isim isim sayılamayacak kadar çok turizm acentası ve mantar gibi birbiri ardına biten oteller. antalya'dan alanya'ya giderken yolda denize inebileceğiniz yer yok gibidir. hepsi oteller tarafından parsellenmiş çünkü. alanya'da bir alaman mahallesi de mevcut. hani yani demem o ki, nasıl ki berlin'de yolu sorabilecek bir türk bulursunuz, oralarda da almanca bilip de türkçe bilmezseniz, hiç sorun yok.

alman kapitalizminin işçilere sunduğu ve işçilerin de kendilerini "basit ameleler" olarak görmemelerini sağlayan imkânları var. yüz yıl önce, endüstrileşme başlarken, yok bunlar hiç. mesela ford işçisi ford araba kullanabiliyor, mercedes işçisi mercedes'e biniyor, bosch işçisi evini bosch'tan döşüyor. bunlar tabii, eskiden (o zamanlar mark vardı, ostlular daha gelmemişti, siz sorun amcalar anlatsın) daha çok (amcaya desen ki o ost'un payı epey yüksek senin bu haklarda...dinlemez de seni, o ayrı). 
işte bu imkân bolluğunda, akkord çalışan, üç vardiya yapan, mesaiye kalan işçi, altı haftalık tatilinde, bizim "gastarbeiter"lar gibi bir problemi de olmadığından, salmış kendini izin döneminde urloblara. fas senin, yunanistan benim, türkiye hepimizin, gezinmiş durmuş. sorsan kürt sorunu nedir diye, bilmez; ama on beş kere türkiye'de tatil yapmış. öyle insanlar var, allah sizi inandırsın. 

iyi de bir memlekete gidip de, onun derdini sorununu bilmemeyi sağlayan ne? 

işte beş yıldızlııı, her şey dahil...

biten tezimin ve iki senedir çektiğim yoğun sıkıntıların üzerine babamın bana ve anneme bir "kıyağı" olarak, kendimizi "şımartacağımız" bir tatil organize ettik. organize dediysem, bu cins tatilin bir organisasyonu yok. bir acentaya gidiyorsun, parasını veriyorsun ve hoop, izmir'in daha önce adını bile duymadığım bir yerinde 11 gün konaklayacağım bir mekan çıkıyor karşıma. evet beş yıldızlı, evet her şey dahil...her şey dediysem...transport hariç. neden? çünkü 60 km. yola 120 avro istediler de ondan. alamancıyı kazıklanacak tavuk gören zihniyete madik atarak sadece 40 liraya iki kişi geldiğimiz yolu başka zaman, başka bir konu içinde ayrıntılı anlatırım...


içinizde, beş yıldızlı bir otelde konaklamış, her şey dahil tatil yapmış insanlar var ise, tespitlerimi doğrulayabilirler belki...

etrafınızda sürekli birileri dönüyor. sürekli ama. her yerde yemek var ve tonlarca yemek. sordum, otel personeli bu yemekten yemiyor. dondurmalar bedava, deniz kenarında sürekli olarak içecek servisi, yemeklerdeki içecek servislerine komiler bakıyor, tabaklarınız hemen alınıyor, sularınız hemen dolduruluyor, portakal sıkacağının başına koşarken düşer gibi oluyor daha on yedi yaşındaki komi. 22'sinde çıkaracaklamış işten. malûm sezon bitiyor. 

açık büfenin etrafında insanlar ne yiyeceklerini şaşırıyorlar, teşekkür çoğunun dilinde bir anlam ifade etmiyor, eğlence takımı etrafta sürekli insanları bir şeylere teşvik etmeye çalışıyor...bedava mezar bulsan içine girecekmişsin gibi "her şey dahil, beş yıldızlı"...


insanlar, kendi çalışmışlıklarını, kendi ameleliklerini unutuyorlar. herkes sadece bize hizmet için var, herkes gülümsüyor işte, memlekette ne kötü olabilir ki? 


daha ilk günden sevemedim seni "beş yıldızlı, her şey dahil"...


dipnot: her şey dahil; ama odalarda internet yok...lobiden yazıyorum, yavaş, habis bu bağlantı. uygun fotoğraf arayamadım o yüzden. bu sefer de sadece yazıyla idare ediniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder